ein Bild


ANASAYFA YAP

 
FAVORİLERE EKLE

 
ZİYARETÇİ DEFTERİ


   
 
  ARDINDAN_2
 

Vatan Şairi Şehit Mehmet Akif

Peyami Safa

 En büyük vatan şairlerimizi aruz yetiştirdi. Namık Kemal'le başlayan, Tevfik Fikret'le devam eden vatan şiiri, dün, Mehmet Akif’le beraber toprağa girmiş sayılabilir. Millî veznimiz hece olduğu hâlde, hece şairlerimiz içinden Namık Kemal'in Vaveylâsı, Kasidesi gibi, Tevfik Fikret'in Sisi, Rübabın Cevabı, Millet Şarkısı gibi, Mehmet Akif'in Çanakkale”si, İstiklâl Marşı gibi bir milletin hafızasına her mısraı atalar sözü haysiyetiyle mal olan, büyük günlerinde bir ağızdan haykırılan, en perakende ve şaşkın ruhları bile tek bir müdafaa aşkı ve iradesi içinde bir araya devşirerek ayağa kaldıran millî vasfına tam lâyık bir şairimiz çıkmadı. Namık Kemal'den ve Tevfik Fikret'ten sonra, iki günden beri, Mehmet Akif de yoktur. Vatan şiirinin bu üç büyük zirveli sıradağları üstüne ölümün kara bulutu indi. Bütün ölçüleri ve haysiyetiyle düşünürsek, bugün, Türk vatanı şairsizdir.
 -------------------

 Gözlerimiz, boş kalan bu üç kürsünün ayakları dibinde bazı namzetlerin karaltılarını seçmiyor değil. Kendinden, vatanın büyük emellerini, acılarını ve hasretlerini nida eden güzel manzumeler borçlu olduğumuz birkaç aruz ve hece şairlerimizi unutmak hafızasızlığına, yahut unutur görünmek politikasına düşmek istemem; fakat bu üç büyük vatan şairinin ve onlarla beraber yokluğa karışan diğer bir ikisinin yasayışlarıyla söyleyişleri arasındaki şahıs ve eser ahengi, daha açıkçası, onları yalnız eserleriyle değil, hayatlarıyla da birer fazilet abidesi hâlinde sivrilten büyük feragat, yerine koyamadığımız birer şeceresiz tarih kıymeti olmuş, vâris bırakmamıştır.
 -------------------

 Tesadüfle izah olunamayacak kadar muayyen, tek bir sebepten ileri gelmiyormuş gibi sabit bir kader, vatan şairlerimizin hepsini ya sürgünlerde, yahut zaruret, hüsran ve muhitin tüyler ürpertici tasasızlığı içinde öldürdü. Mehmet Akif de bu korkunç an'aneden kurtulmuş değildir. Son defa Mısır'dan İstanbul'a geldiği zaman, Fransızların Marseyyez'ini yazan Rouget de Lisle'in yüzüncü yıl dönümü idi. Sosyalist, komünist, nasyonalist, ruvayalist, bütün Fransa onun mezarına diz çöküyordu; bütün Fransa yüz sene sonra Marseyyez şairini ve bestekârını anarken, Türkiye, on sene içinde, istiklâl şairini unutmuştu. Akıbeti göz önünde olan hastalığında bir Mısırlıdan başka, ona tek bir Türk'ün yardım eli uzanmadı, bilâkis bazı gazetelerde aleyhine yazılar çıktı.
 Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan şühedâ!

 Bugün Akif de o toprağın içindedir. Ve o şühedâ arasındadır. Bütün ömrünü Türk bayrağındaki hilâlin şerefini müdafaaya tahsis eden şairin arkasından kendi mısraı tekrar edilebilir:
 Bir hilâl uğruna Yârab ne güneşler batıyor!

Cumhuriyet, 30 Kânunıevvel 1936

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol